
7/172;
KALU BELA ''DEDİLER Kİ EVET''
Bir insan kendisine ihtiyaç ihdas ettiğinde ADEM hükmüne girerken, bu ihtiyacının karşılanması sonucunda eğer bulunduğu camiada maddi olarak yükselebileceğine ya da bu yönde içinde bulunduğu KÖTÜ konumdan kurtulabileceğine inanıyorsa bu durumda BENİY ADEM hükmüne girer.
BENİY deyimi arapçada BİNA-İBN anlamındadır.
Bir insanın yükselmesi 2 şekilde olur. Bunlar;
a) MADDİ olarak; işte buna BİNA-İBN-BENİY-BÜNEYYE yani ''OĞUL'' denilirken
b) MANEVİ olarak; bu da REFEA-TERFİ yoluyla olur
Her TERFİ, MADDİ olarak yükselmeyi de beraberinde getirir ama her BİNA yani İBN manevi olarak da yükselmeyi beraberinde getirmez.
Nice zenginler vardır ki iki kelimeyi bir araya getiremezler yani ADAM değillerdir. MADDE olarak yükselmişlerdir ama içleri BOŞTUR. Ancak nice İlm sahibi insanlar vardır ki bunlar hem Terfi ve hem de BİNA olarak cemiyette yükselirler.
İşte bir insanın MADDİ olarak bulunduğu camiada yükselmek istemesi onu BENİY ADEM yapar. Bu HARAM ya da YANLIŞ değildir, gayet tabiidir. Ancak bunun muhakkak TERFİ yani REFEA ile de desteklenmesi gerekir. BİNA`nın TERFİ ile desteklenmesi ise FEDAKARLIKla olur. İşte bu yüzden 7/172`de ''ve iz ehaze rabbüKE'' yani ''senin rabbin'' denilerek işin içine MUHAMMED yani fedakarlık dahil edilmiştir.
O halde; bir insan kendisini MADDE planında BİNA olarak yükseltgerken bunun gereğini TERFİ platformunda da yapmalıdır. Bunun gereği başkalarının da bu imkana kavuşması yönünde çalışmasıdır.
O halde; Allah sana MADDE olarak verdiğinde mutlu olacaksın. Ama bunun bir bedeli var, o da sen mutlu olduğunda yani MADDİ olarak doyuma ulaştığında bunu MANA aleminde TERFİ ile desteklemendir, o da aynı imkanlardan başkalarının da faydalanmasını sağlamaktır. Aksi taktirde 7/172 ve 173`ün muhatabı olursun.
Cennete gitmek istiyorsak ya da Muhammede uymak istiyorsak 2 tür amel yapmalıyım;
1) Sen İYİ isen başkalarının da iyi olması için çalış,
2) Sen kötü isen meşru dairede kalmak kaydıyla bu kötü durumdan kurtulmaya çalış.
İşte, kişi kötü durumda iken İYİ duruma gelmek için çalıştığında ''hele bir iyi olayım vallahi herkese yardım edeceğim. Benim gibi olan herkesin elinden tutacağım. Allah düşmanımı bu hale getirmesin'' şekilde ki anlayışa KURAN İLMinde ''KALU BELA'' denilir. Bu deyim aslında bir CÜMLE değil, bir hissiyattır. Bu hissiyat 67/9`da da geçer ve KÖTÜ durumda olan her insana o esnada gelir. İşte bu hissiyatın bu konumda insana gelmesi 67/8`de ''elem yetiküm neziyrün'' şeklinde yer bulur. Lakin ne fayda ki İNSAN İYİ KONUMA GELDİĞİNDE BUNU YAPMIYOR YAPMIYOR YAPMIYOR ve 67/7-10 arasında bu tür insanların cehenneme gidişine şahit oluyoruz.
O halde KALU BELA diyebilmek güzel AMA işlerimiz yoluna girdiğinde aynı acıyı çeken insanların da elinden tutmalıyız. Onları da kendimizi kurtardığımız gibi kurtarmalıyız. Yani kendimizi MADDE ekseninde BİNA olarak yükselttiğimizde bunu bu yönde yapacağımız FEDAKARLIKLA TERFİ-REFEA eksenine taşımalıyız. Bunu yapabilenler Cennete, yapamayanlar ise Cehenneme gireceklerdir.
KALU BELA hissiyatına örnek olması açısından ve 7/172`nin tasviri açısından 9/75 ve 76.cı ayetleri okuyabilirsiniz.
Kitab, hayattır. Kur`an ise hayatın doğruları.
Uludağ Üniversitesi'de okudu
Teknolog Bilgisayar'da çalışıyor
0 yorum:
Yorum Gönder