Son Yazılar

12 Ağustos 2016 Cuma

ARAF 199 - EL AFVE - EL CAHİLİN



2/219`da geçen EL AFVE; ''ihtiyaçtan artakalanı'' demek değildir. Gayrimeşru bir şekilde para kazanıpta zengin olmuş bir insan düşünün, bu insanın evleri arabaları katları yatları villaları var. Bu insanın, günün birinde Allaha yöneldiğini, tevbe ettiğini düşünün. Müslüman olmak istediğini düşünün.
İşte Allah bu kuluna diyor ki; ey kulum, senin müslümanlığını bir tek şartla kabul ederim; bütün bu servetini, fakire fukaraya vb. dağıtacaksın..! Sende, bu haram paradan hiç bir şey kalmayacak..!
İşte, böyle bir kişinin müslümanlığının Allah tarafından kabul edilmesi ve bizim de bu adama müslüman olarak şehadet etmemiz için bu adamın dağıtmak zorunda olduğu tüm bu HARAM yollarla kazanılmış servetine EL AFVE denilir.
Kuranda 2 yerde geçer, bu deyim ''ihtiyaçtan arta kalanı” demek değildir.

Aşağıdaki yazışmamızı EL AFVE deyimini ''ihtiyaçtan artakalanı'' şeklinde anlayanlara İTHAM EDİYORUZ;

2/280 ve 282`yi açar okursak, orada iman edenlerin başkalarına borç vermesi ile ilgili bir izahat var.
İhtiyaçtan artakalanını sürekli verecek olan bir mumin, bu ayete göre bir başkasına nasıl borç verebilir?
Bir başka sorun ise, Kuranda zikredilen Süleyman as`mın mülküdür. Eğer bu peygamber, ihtiyacından artakalanı dağıtsaydı bu mülkün onda ne işi olacaktı?

Sakın yanlış anlamayın, elbette ki bir mumin Allah yolunda harcayacaktır. Ancak bu harcayış, onun dünya hayatında da mülk sahibi olmasını ya da edilmesini engellemez. Buna delil olarak elinizde Süleyman as. örneği var ve ayrıca 24/22`de var.
Bu ayete göre; ihtiyacından artakalanı sürekli olarak dağıtan kişi, nasıl varlıklı ve fazl sahibi olarak kalabilir ve bu ayetin muhatabı olabilir?

Eğer ille de bu yanlışta ısrar edilirse;
a) 33/53`te ''buyutennebiyyi'' yani peygamberin evlerinden bahsedilir. Dikkat edin, peygamberin evi denilmiyor ''EVLERİ'' deniliyor. Bu durumda 7/199`da ''ihtiyaçtan artakalanı'' nı yani elafve`yi insanlardan almakla görevlendirilen Muhammed`e, bir ev yetmiyor muydu ki başka evleri de kendine mülk edinmiş? Bu konuda önce Muhammed kendisini düzeltsin, sonra insanlardan ''ihtiyaçtan artakalını'' alıp insanlara dağıtsın.

b) Süleymanın mülkünün Süleymanda ne işi vardı?
c) 2/280 ve 282`yi nasıl anlayacaksınız? Yani ihtiyacından artakalanını veren bir kişi, bir başkasına borç verecek parayı nerden bulacak?

İşte bu yüzden diyoruz ki EL afve ''ihtiyaçtan artakalanı'' demek değildir.

‎33/53`e göre peygamberin evleri var. Yani bir evi yok, EVLERİ VAR. Buna göre eğer el afve ''ihtiyaçtan artakalanı'' ise, öncelikle peygamberin bir adet EVİ dışında diğerlerini dağıtması gerekmez miydi?

7/199`da geçen EL AFVE`yi insanlardan tarihler boyunca Muhammed almıştır. Bugünde o alacak. Ancak 1400 sene önce yaşamış beşer kısmı değil, Meleke ve amel kısımları alacak.
Muhammed, FEDAKARLIK veya Allahın rızasını kazanmak için kişinin nefsine ağır gelen bir amelin samimiyetle düşünülmesi ya da amel edilmesidir. Muhammed 49/7`ye göre içimizdedir. AMA bu ayet için ''Allahın resulu YANINIZDAdır'' diyerek, mananın eksenini kaydırıyorlar. İşte eğer bir insan, gayrimeşru yollarla mal ya da servet edinir de günün birinde tevbe eder ve Allahın razı olacağı bir kul olma yolunu seçerse, Allah bunun bu talebini dikkate alması için sadece tevbe edipte bu pis işleri bırakmasını yeterli görmüyor, bu zamana kadar kazandığı bu gayrimeşru servetini de dağıtmasını istiyor.
İşte bir kişi bunun bilincinde olduğunda ve bunu yaptığında ona bunu yaptırtan HİSSİYAT ve bu adamın yaptığı bu AMEL`e MUHAMMED denilir.
Böylece, Muhammed yine bu ayette ''el afveyi al'' şeklindeki emri yerine getirir.
Yani; milyonlarca yıldır insanın olduğu her zaman ve mekan diliminde bu tür insanlar olabilecektir.

Bakınız; Adam genelev işletiyor ve zengin oluyor ama günün birinde tevbe ediyor, bu pis işleri bırakıyor, hacca gidiyor, hayr yapıyor, camiden dışarı çıkmıyor. Allahım beni bağışla diyor..! İşte Allah bu adama diyor ki, tevbe etmen, bana yönelmen seni bağışlamam için yeterli değil. Şu anda sahip olduğun ve menfaatlendiğin ama kötü yollarla kazandığın bu malını da dağıtıp temize çıkacaksın. İşte anlatılan bu.

Toplumda nice ŞEREFSİZLER var hak yemiş, kadın satmış, ocak söndürmüş ve zengin olmuş. Sonra tevbe etmiş, Allahın yoluna dönmüş. AMA gel gelelim ki bu işleri bırakmış olmasına rağmen bu işlerden kazandığı servetle hayatını devam ettiriyor.
İşte, Allah yolunda olan diğer insanlar, bu insanları, bu servetleri hala kendilerinde olduğu sürece bu adamlara iyi gözle bakmaz ve onları muhatab almaz. İşte bu 7/199`da anlatılan EL ÖRF`tür.
Muhammed bu adama der ki ''aslanım, bu servet sende olduğu sürece kimse yüzüne bakmaz. Boşuna DİNDAR ayaklarına yatma''..!

Bu ayette buluna EL CAHİLİYN deyimi; söylenmemesi gerektiğini bildiği bir şeyi söyleyen, söylenmesi gerektiğini bildiğini söylemeyen. Yapması gerektiğini bildiği bir şeyi yapmayan, yapmaması gerektiğini bildiği bir şeyi ise yapandır.
İşte bir kişi, Allahı ya da iman edenleri ya da diğer insanları bu şekilde kandıramayacağını bildiği halde bu mallarından hala menfaatlenmeye devam ederse, o kişiyi Muhammed terkeder. Yani artık bu kişi cennete gidemez.

HALİL SERGİN

Kitab, hayattır. Kur`an ise hayatın doğruları.


Uludağ Üniversitesi'de okudu
Teknolog Bilgisayar'da çalışıyor


  • Blog Yorumları
  • Facebook Yorumları

0 yorum:

Yorum Gönder

Item Reviewed: ARAF 199 - EL AFVE - EL CAHİLİN Description: Rating: 5 Reviewed By: Kuran Çalışmaları
Yukarı Git