Neresinden tutsan elinde kalan bir DİN anlayışının (meal ve tefsir ve rivayet) insanı ulaştıracağı seviye bencillik, manen huzursuzluk, bunalım ve çıkmazdır.
Dönün bakın çevrenize, klasik DİN anlayışına sahip çoğu insan bu özellikleri, özellikle BENCİLLİK özelliğini üzerinde barındırır.
Örneğin, adama diyoruz ki; kardeşim, allah her kavme resul gönderiyorsa ve bu resul o kavmin lisanını kullanıyorsa, bu resul kitabın açıklayıcısı ise, hadi senin elinde kitab var, allahı biliyorsun, muhammedi biliyorsun, ya bilmeyenler ne olacak? Kurandan, allahtan, peygamberden haberi olmayanlar ne olacak?
Diyor ki; sorumlu olmayacak.
Deriz ki; neden o sorumlu olmuyor da sen sorumlu oluyorsun? Sen mi torpillisin elinde kitab olduğu için, muhammedi bildiğin için, allahı bildiğin için, sınava tabi olduğun için, yoksa o mu torpilli bunlardan haberdar olmayıp yırtacağı için?
Diyor ki; kem küm gak guk.
ÖRNEK; sınav olacak ama kimsenin nerden nasıl ne zaman olacağından haberi yok. Şak diye sınav yapılıyor. Haliyle çoğu öğrenci sınavda başarılı olamıyor. Sonrada veliler ve öğrenciler isyanda.
Evet evet, klasik din anlayışına sahip bir velinin ve öğrencinin düştüğü durum budur, sınav tarihi, sınavın içeriği belirtilmediği için oğlu başarılı olamıyor ve isyan ediyor, küfürler savuruyor.
Ulan, allaha bunu reva görüyorsun da işin ucu basit bir okul sınavında sana dokununca mı isyan ediyorsun be hey BENCİL....!
Meal, tefsir ve rivayet DİNİ şekilcilik ağırlıklıdır. Şeklin ağırlıklı olduğu inançlarda akıl, mantık, vicdan ikinci planda olup, ön planda olan öncelikle TAPINIYOR olmaktır. TAPINILAN her ne ise, ondan gelecek ne olursa olsun AMENNA çekilir.
İddia etmiyoruz, meydan okumuyoruz; elinizdeki Kitabı en mükemmel arapça ile türkçeye ya da başka bir dile tercüme etsenizde, o tercüme edilen DİN anlayışının neresinden tutarsanız tutun elinizde kalır.
Bunu görebilenlere, farkedebilenlere ne mutlu ki çelişkiye ve tutarsızlığa rest çekiyor. Ama görüp de hala daha KÖR SAĞIR olanlar, görenleri sapıklıkla ve kafirlikle suçlayanlar, aşağılayanlar; kalplerinde marad olanlardır, kalplerinde zeyğ olanlardır.
İşte bunların hem bu dünyada, hem de ahiret hayatında varacakları yer CEHENNEMDİR ne yazık ki.
Kendini bir üst bilgiye kapayıp, elindekini daha iyisini görmesine rağmen anlayarak red edenlerin yatacak yeri hem bu dünyada hem de ahirette yoktur. Bu insanlar ruhsal olarak hastadırlar.
Şifa diliyoruz kendilerine.
Kitab, hayattır. Kur`an ise hayatın doğruları.
Uludağ Üniversitesi'de okudu
Teknolog Bilgisayar'da çalışıyor
0 yorum:
Yorum Gönder