
FİRAVUN`A TUFAN, ÇEKİRGE, BİT, KURBAĞA VE KAN MUSALLAT KILDIK..!
7/133`te “fe erselna aleyhimut tufane vel cerade vel kummele ved dafadia ved deme” ibarelerini işleyelim özetle;
Buradaki TUFAN değimi “aleyhimut tufane” şeklinde tamlama olur. Burada 4 adet veli ibare vardır ve bunların hepsi tamlamaya teker teker dahil olabileceği gibi hepsi toptan da girebilecektir.
Tamlamadan sonra gelen en son VELli ibare “ved deme” dir.
Burada “et tufane” kavramı ile “tavaf” aynı köktendir. Tavaf`ta kontrollü bir dönme söz konusu iken Tufan`da ise kontrolü kaybetmiş bir şekilde dönme vardır ve böylelikle kişi savrulur.
Firavun, hayr yönünde hiçbir şekilde ikna edilemeyen adam yada histir. Bir adamın firavunu ikna etmesi için kendi şahsından, kendi inancından, kendi özelliklerinden taviz vermesinde işe yaramaması esnasında bu noktada işin içerisine artık ALLAH girer ve firavuna tufan, cerade, kummele, defadia ve dem gibi azablarla saldırır.
Tufan`da kişi, bir konu hakkında sürekli düşüne düşüne, düşüne düşüne ve aynı konuyu devamlı ve hızlı bir şekilde düşüne düşüne kafayı yiyecek hale gelir. Buna tıp dilinde depresyon denilir. Aynı şeyi sürekli düşünürsün fakat çıkış bulamazsın, işte buna KURAN “ET TUFANE” der.
Kişinin bu şekle dönüşmesi de onda bir takım sözel ya da davranışsal bozukluklar meydana getirir ve bunlardan bir tanesi KURBAĞA`dır yani kendi kendine konuşmaya başlar, ikincisi ÇEKİRGE`dir yani amaçsız bir şekilde bir sağa gider bir sola gider, üçüncüsü ise HAŞERA`dır ya da BİT diye de tercüme edilir yani düşünüp de çözüm bulamadığın şey kendi kendini kemirir, hani bu dert beni yedi bitirdi deriz ya işte bu ve en sonuncusu da DEM`dir ve biliyorsunuz ki DEM candır, işte burada DEM kavramının en son veli ibare olması da boşuna değildir..! Burada kişi artık canını kurtaracak hale gelmeye çalışır, sıhhati elden gider kişinin, hastanelik bile olursun, manyak olursun, sıyırmışsındır..!
Her insan hayatta bir takım sorunlarla karşılaşır. İşte bu sorunların bir tanesini kafaya çok takarsan, sürekli o sorun hakkında düşünürsen ve çözüm bulamazsan, eninde sonunda bu süreçte depresyon denilen hastalık meydana gelir. Sürekli aynı şeyi düşünüyor ve aynı şey etrafında dönüyorsun, çözüm bulamıyorsun ve sürekli başladığın yere geri dönüyorsun. Sende bir takım davranışsal ya da sözel bozukluklar meydana getiriyor. Bunlarda yukarıdaki bahsettiklerimizi içerir.
Şimdi, dikkat edecek olursak tamlamadan sonra gelen velli ibare 4 tanedir. Ve bunların hepside teker teker tamlamaya girebilir tümü de girebilir. Doğru mu? Evet.
Ancak ilk 3 tanesi devreye girdiğinde Firavun, bir ara yola gelecek gibi oluyor, çünkü 3 devreye girdiğinde Firavun hayır melekesine muhtaç hale geliyor, çünkü 3 rakamının bir karşılığı vardır ve bu da bir şeyin kafana oturmasır. Bundan dolayı da Firavun, bu işi çözemeyeceğini anladığı için HAYIR MELEKESİNE MUHTAÇ oluyor..! Yani, bir hayır işlenilmesi için fırsat bekliyor bu dertlerden kurtulmak için..! Allahta ona bu fırsatı veriyor ama Firavun bunu da es geçtiğinde artık Allah, Firavunun CANINI alacak yani DEM ona verilecek..!
İşte bu yüzden de tamlamadan sonra gelen velli ibarelerin sayısının 4 olması çok önemli..!
İlk 3 tanesini Allah sıra ile veriyor, firavun burada iflas ediyor ve artık bu işi yapamayacağını anlıyor ve Musaya diyor ki “Ey Musa, Rabbine söyle sende olan ahdi adına ona yalvar üzerimizden azabı kaldırsın ona iman edelim”. İman edeceği noktada bu azab üzerlerinden kalkıyor AMA ne zaman ki tekrardan dönüyorlar, İŞTE o zaman da ALLAH bunları DEM ile vuruyor..! Artık bu adam manyak olur, sıyırır ve hastanelik olur, artık bu kişi normal biri değildir.
O halde kim ki hayır yönünde ikna edilemez hale geldiğinde bunu ikna etmeye çalışan evlatlığı başarısız olursa, bundan sonra ALLAH, ikna edilmeye çalışılan insana bir dert musallat edecektir ve bu dert onun aklını başından alacaktır..! Bunlara rağmen de aklını başına getiremezse, artık onun sıhhati bozulacak ve hastanelik duruma gelebilecektir..! Bu nedenle de bir Müslüman istediği kadar sinirli olsun, istediği kadar aşırı olsun, HAYIR YÖNÜNDE İKNA EDİLEBİLİR ÖZELLİĞİNİ kaybetmemelidir, aksi taktirde FİRAVUNLAŞACAKTIR.
Bir konu hakkında yanlış yoldasın ama kişi seni bir şekilde ikna edemiyor, çünkü sen bildiğini okuyorsun.! İşte bu noktada ALLAH sana bir dert musallat ediyor. Bu dert FİRAVUN döneminde 2 şekilde oluyor YANİ hem şekil de hem de manada YANİ Firavuna tufanda geldi, kurbağada geldi vs.. Firavun, bunların hiçbirini alt edemediği için hem şekli olarak kendi ülkesinde ürünlerinden eksiltmek sureti ile helaka maruz kaldı, ambarları vs darmadağın oldu, işte bu süreçte Firavunda kafayı yedi. Çünkü bunların hiçbirine çözüm bulamıyordu. Musanın yaptığı atakları def edemiyordu.
Şimdi günümüze gelelim. Günümüzde artık bu şekli olarak yaşanmıyor, bundan dolayı da o dönemde Firavun zamanında MESANİY olarak çalışan bu 2 anlam, hem şekli hem de mana olarak çalışan bu iki anlam, günümüzde sadece MANA kısmı ile yer bulmaktadır. Bunada IYD denilir yani BAYRAM. İşte bizlerinde asıl sorumlu olduğumuz kısmı, bizi ilgilendiren kısmıdır.
Kitab, hayattır. Kur`an ise hayatın doğruları.
Uludağ Üniversitesi'de okudu
Teknolog Bilgisayar'da çalışıyor
0 yorum:
Yorum Gönder