
24/31
İLLA MA ZAHARE MİNHA
''KENDİLİĞİNDEN GÖRÜNENİ HARİÇ''
Bir şeyin ZAHİR olması demek o şeyin açığa çıkması ya da görünmesi demek değildir. Kişi ya da toplum tarafından özümsenmesi, kanıksanması ve artık ilgi alanı olmaktan çıktığının işaretidir. Burada geçen ''ma zahere minha'' deyimi de bunu ifade eder. Yani senin sahip oldukların başkalarında da varsa millet sana niye baksın ki. Çevrendeki herkesin mercedesi varsa ve sende bir tane aldıysan kimse senin arabana bakmaz ama bu arabayla şahin marka araba bile alamayan fakir bir semte gidersen herkes senin arabana bakar. Baksınlar sorun yok ama sen arabanla HAVA atmaya, gösteriş yapmaya endeksli söz ya da fiiliyat içine girersen, işte bu sahip olduğun ziynetin yine kendin tarafından HÜNNEleştirilmesi anlamına gelir ve HARAM`dır.
Bu ZAHİR-ZAHERE deyimini ayrıntılı olarak sonra inceleyeceğiz. Ancak referans bir ayet verip konumuza devam ederim. 6/120`de ''İsm`in zahir olanını ve batın olanını terkedin'' der. Buradaki zahir deyimi açıkta olan anlamında değildir. Bulunduğun toplumda yalan söylemek, çalmak, adam kayırmak, rüşvet, zimnete para geçirme artık insanlar tarafından normal karşılanır hale gelmişse ve artık bunları yapmayana normal adam gözü ile bakılmıyorsa işte bu duruma İSM`in ZAHİRİ`si denilir. Allah bu ayette bunu yasaklar. Yani herkes çalıyor ben de yapayım zihniyetinin önüne geçilmesi hedefleniyor.
Demek ki ''vela yubdiyne ziyneteHÜNNE illa ma zahere minha'' deyimi içinde bulunulan toplumun kanıksadığı, özümsediği ve artık normal kabul ettiği bir normun (araba, ev, altın, GİYSİ) kişi tarafından hava atma, gösteriş yapma, dikkat çekme amacıyla kullanmasının önüne geçilmesini hedefler.
Düşünün, bir müslüman bayan izmirde mini etekle dolaşıyor ama bu onun kültüründe var yani bu bayan burada doğmuş ve bunu görmüş, annesi de anneannesi de hep böyle giyinmişler. Yaşadıkları çevrede bu giysi sıkıntı oluşturmamış ve hala da oluşturmuyor, kimse kimsenin baldırına bacağına bakmıyor. Çünkü herkes öyle giyiniyor. İşte bu müslüman bayan da bu şekilde ama HÜNNEleşmeden yani kendisi istediği için dikkat çekmek için değil, dekolte giyse, bu bayan için bu dekolte niye günah olsun. Ama HÜNNEleştirirse günah olacaktır. Afrikada çıplak dolaşan bir yerli kız düşünün, herşeyi açıkta ama bu onların kültürü ve bunu tarz olarak benimsemişler. Tecavüz, saldırma olmuyor. Herkes öyle dolaşıyor. İslam evrensel bir din olduğuna ve herkese açık olduğuna göre, şimdi bu bayan müslüman olduğunda sen neye dayanarak ve ne amaçlı bunu kapattıracaksın? Bu yüzden söylüyoruz Allah giysi ile uğraşmaz, bir giyinme şekli ve modeli indirmemiştir. Ama bu konuda son derece ZEKİCE ayarladığı 2 kural indirmiş. Bunlardan ilki; Ziynetini HÜNNELEŞTİRME yoksa yakarım. Böylece kalbine bakacak, temizse sorun yok.
ŞİMDİ bir mumin, EL MUMİNİYN olma yolunda uğraşırken de benzer bir tavrı takınacak. Allaha ilmiyle, malıyla, kısaca sahip olduğu herşeyiyle hizmet ederken insanların kendisinde görebilecek ya da bulabilecek ZİYNET hükmündeki variyetinin gündeme gelmesi ya da getirilmesi durumunda bunu kısaca es geçecek ve kendini kaptırmadan içinde bulunduğu ULVİ görev ve sorumluluğun farkında olacak şekilde davranacaktır.
Bakın ben DOKTORUM. Din anlatmaya gittiğimde ve ne iş yaptığım sorulduğunda doktor olduğumu söyler ve bu ünvanımın üzerinde fazla durmam ve mesleğimle ilgili velev ki istenilse, talep edilse dahi ayrıntıya girmem. Çünkü amacım kendimi reklam etmek değil, Allahın dinine hizmet etmektir. Ben buraya bunun için geldim. Din anlatayım derken işin içine hava atma niyetli ünvanım ya da etiketimi sokarsam, o zaman Ziynetimi (doktor olmamı, mesleğimi) HÜNNE cinsinden BEDA yapmış olurum. Böyle olunca din anlatsam dahi Allah bunu geçersiz sayar bana sevap vermez ve beni ELMUMİNİYN ünvanına dahil etmez! ZİYNETİN HÜNNE şeklinde bedaa edilmesi yani açığa vurulmasıyla (24/31) ZİYNETİN HİNNE şeklinde bedaa edilmesi yani açığa vurulması aynı şey değildir (24/31). Allah standart bir giyim kuşam şeklinden bahsetmez. İsterse müslüman bir kadın sokakta bikini ile de gezebilir. LAKİN şu 2 şarta haiz olursa;
1) Hünneleşme-Hinneleş; Yani sen öyle giyinmek istediğin için bikiniyi giyin. Birileri sana bakıpta tahrik olsun ya da seni sexi bulsun ya da beğensinler diye değil.
2) Hünneleştirtme-Hinneleştirt; Yani bikiniyi giyindin sokağa çıktın, senin kalbinde niyetinde bir sorun yok. Ama baktın ki çok dikkat çekiyorsun, bu durumda ya dikkat çektiğin yerlerden geçme yolunu değiştir ya da üstüne extra bir şeyler al. Milletin sana bakmasını ve tahrik olmasını engelle. Sende sorun yok ama sana bakanlarda sorun var, bunu da engelleyeceksin. Bu 24/31`de anlatılıyor, bir ÖN BİLGİDİR. Allah, bir müslümanın giyim ve kuşamına müdahale etmez yani bir standardizasyon getirmez. Böyle olunca giyim ve kuşamımızı içinde doğup yetiştiğimiz toplumun değerleri belirler. Yalnızca yukarıdaki 2 şarta dikkat edilecek. Böyle olunca, içinde yaşadığın toplum senin kıyafetini şekillendirmiş olacak. Düşünün; Yeni Zelanda`da 10 ay sıcak var ve tüm gençler, anneleri, babaları şortla dolaşıyor. Yani onlara göre baldır bacak, açık gezmek kimseyi tahrik etmiyor. Bu ortamda büyümüş ve müslüman olmuş 18 yaşındaki bir kıza, din adına şort yasağı koymak abesle iştigaldir. AMA diyelim ki bu kız Türkiye`ye bizim mahalleye gelecek, bizi ziyaret edecek. Onu uyarırız ''aman kızım, burası böyle bir giysiyi kaldırmaz üstüne bir şey al'' deriz.
Kitab, hayattır. Kur`an ise hayatın doğruları.
Uludağ Üniversitesi'de okudu
Teknolog Bilgisayar'da çalışıyor
0 yorum:
Yorum Gönder